BUGÜNLERDE (AĞUSTOS 2016) SURİYE’DE VE BÖLGEMİZDE YAŞANAN GELİŞMELER SEBEBİYLE “KRALLAR VE BAŞKANLARLA 50 YIL” ÜÇ CİLTLİK SERİDEN 1.CİLDİN BAZI SATIRLARINI SİZLERLE TEKRAR PAYLAŞMAK İSTEDİM…
1956’DA SURİYE DIŞIŞLERİ BAKANI
SALAH BİTAR İLE GÖRÜŞME
BUGÜNLERDE (AĞUSTOS 2016) SURİYE’DE VE BÖLGEMİZDE YAŞANAN GELİŞMELER SEBEBİYLE “KRALLAR VE BAŞKANLARLA 50 YIL” ÜÇ CİLTLİK SERİDEN 1.CİLDİN BAZI SATIRLARINI SİZLERLE TEKRAR PAYLAŞMAK İSTEDİM…
1956’DA SURİYE DIŞIŞLERİ BAKANI
SALAH BİTAR İLE GÖRÜŞME
(Nisan 2015'te yayınlanan "Türkiye Nereye" kitabının 251 ve 252. sayfalarından alınmıştır.)
“Sayın Cumhurbaşkanımız, müsaade ederseniz Türkiye’nin genel durumu ile ilgili söylemek istediklerim var. 45 yılım Orta Doğu ve Avrupa’da geçti. Buralarda edindiğim bilgilerimi, fikirlerimi, tecrübelerimi harmanlayarak Türkiye hakkındaki düşüncelerimi açıkça anlatmak mecburiyetinde olduğumu hissediyorum. Cumhuriyet’i, gelmiş geçmiş Cumhuriyet hükümetlerini, Atatürk’ü, İnönü’yü ve diğer cumhurbaşkanlarını küçük görme, küçük düşürme, itibarlarını zedeleme gibi bir düşüncem hiçbir zaman olmadı, olamaz da. Her çeşit şartlar altında bu liderlerin Türkiye’ye hizmet ettikleri aşikârdır. Ancak bir yazar olarak, bir fikir adamı olarak tarihin önünde gerçekleri dile getirmek de insani bir borçtur, bir terbiyedir, bir ahlâktır. Tarihçiler de elbette aldanabilir, yanlış yazabilir ve bazen mecburiyetten bilerek birtakım konuları farklı ifade etmek zorunda kalabilirler. Ben, 65 yıllık yazarlık hayatımda daima “Mürekkebim kanım, kalemim vicdanımdır.” prensibiyle ilerledim ve bundan hiçbir zaman şaşmadım. Allah da şaşırtmasın. Devamını Oku
Siyasi ve İnsani Değerleri Unutmayalım
Siyasi partilerin birbirine girdiği bugünlerde efsanevi Kasım Gülek’i
hatırlamamak mümkün değildir. 1950’ye kadar İsmet Paşa’nın son
kabinesinde bakanlık yapan ve Birleşmiş Milletlerin faaliyetlerinde
önemli rol alan Gülek, Cumhuriyet tarihimizde gelip geçmiş en
muhteşem politikacıdır. Politikacıların el sıkma geleneği onunla
başlar. 1950’lerden 1960’lara kadar eşek sırtında köy köy dolaşan
Kasım Bey, halkın kucağından fışkırmış bir Çukurovalıdır. Çok
zengin bir aileye mensup, 8 lisan bilen, sayısız diplomalara sahip bir
siyaset lideridir. Uzun süre Cumhuriyet Halk Partisi genel sekreterliği
yapmış olan Kasım Gülek, bir bayrak gibi Türkiye’nin dört köşesine
yayılmış, ancak İsmet Paşa ile olan anlaşmazlıkları sonucu partiden
uzaklaştırılmıştır. Bütün dünya devletleri ve liderleriyle sıkı
münasebetler kuran, güler yüzlü, samimi, çok bilgili, yabancı dillere
fazlasıyla hakim bulunan Kasım Bey, Cumhurbaşkanlığı
Kontenjanı’ndan senatör olmuş ve Türkiye onu cumhurbaşkanı olarak
görmek istemiştir.
Bilgisi ve kültürü ile herkesi kucaklayan Gülek gibi insanları
bugünlerde Meclis’te aramaktayız. Ama ne yazık ki koca Meclis’te
tek bir Kasım Gülek görememekteyiz. Bugün en büyük eksikliğimiz
Kasım Gülek’lerin siyasi hayatımızda eksik bulunmamalarıdır. Bu, en
büyük üzüntümüzdür. Rahmetle, sevgiyle, saygıyla anıyoruz.
09.03.2015
Asrımızda strateji uzmanları, araştırmacılar, duşuncelerini ifade
ederken genellikle kuresel dunyayı incelemektedirler. Biz ise gelecek
yüzyıl konusunda, sadece Türk-Arap-Kafkas-İran (TAKİ) ülkelerini
ele almaktayız. Yemen’den Kazakistan’a uzanan yaklaşık 400 milyon
nüfuslu, 11 milyon 113 bin kilometrekarelik bir alana sahip, uzun
yıllar aynı yönetimde yaşamış bölgeden, yüzde 100’e yakını Müslüman
olan bir topluluktan söz ediyoruz. Devamını Oku
Belki saatlerce uyumuştum. Bir ara, akşama doğru kapıma bir polis geldi:
– Kaymakam Bey sizi merak ediyor Efendim. Eğer mümkünse lokantada siz bekliyor. “Gelsin birlikte yemek yiyelim.” diyor. Devamını Oku
Askeri bir ciple Reyhanlı’ya gittim. Reyhanlı’da, Türkiye ve Suriye arasındaki sınırı ayırmak oldukça zordur. Hatta Antakya’dan Reyhanlı’ya giderken sınırın tel örgülerinin yanından geçer, mayın döşeli yerleri gözlerinizle görebilirsiniz. Devamını Oku
Muhabir olarak bir sokaktan bir sokağa, bir karakoldan diğerine, bir mahkemeden başka bir mahkemeye koşup giderken, bir gün Salim Hamdi beni çağırdı: Devamını Oku
Zafer Gazetesi, Demokrat Parti iktidarının resmi gazetesi idi. Bu gazetenin, makaleyi birinci sayfadan manşet olarak vermesi, iktidarın da, benim gibi düşündüğünü gösteriyordu. Devamını Oku
…Liseyi bitirdiğim yıl, yaz tatilinde, Suriye ve Lübnan’a gitmiştim. Halep, Humus, Hama, Şam, Beyrut gibi şehirleri gezmiştim. Buralarda, babamın ve annemin hem akrabaları hem de çok yakın tanıdıkları vardı. Hepsini ziyaret etmiş, iki ülkeyi de iyice inceleme fırsatı bulmuştum. İçimde gazeteci, avukat veya subay olmak arzusu vardı. Henüz kesin olarak ne yapacağımı, hangi okula gideceğimi bilmiyordum. Devamını Oku
…Artık büyümüş, ağabeyimle birlikte ilkokulu bitirmiştik. Babam işadamı idi. Samandağı’nda iki tane ipek böceği fabrikası vardı. Bu nedenle ağabeyimi Adana Ticaret Lisesine göndermişti. Devamını Oku